Turkcell’in "Mustafa" sponsorluğu olayından kurtulma çabası

Word Of Mouth’un gücünü bir kez daha gördüğümüz olay da “Mustafa” filmi oldu. Konu “Atatürk” olunca elbette çok dikkatli davranmak gerekiyor. Herkesin hassas olduğu bir konuda atılan her adım önemli.
Daha önce Facebook’ta “MUSTAFA BELGESELİNE SPONSOR OLMAKTAN KORKAN turkcelli KINIYORUZ” adlı bir grup davetini şu açıklamayla geri çevirmiştim:

Erdem Genç 29 Ekim, 16:16’Da

Sadece yorum yazmak için üye oldum; birazdan gruptan ayrılacağım:
“Mustafa” filmi Atatürk’ün kendisi değildir, ticari bir projedir. Bu durumda “Ulu Öndere Sponsor Olmama” gibi bir durum söz konusu değildir. Bu bakış açısı Yüce Atatürk’ü ticari çıkar amacıyla kullanmakla özdeşleştirilebilir (veyahut tam tersi). Bu sebeple tehlikelidir. Turkcell’in değerlendirmesi de ağırlıklı ticari olmuştur görüşündeyim. Filmin basın gösterimine işlerim sebebiyle katılamadım; ancak bugün izleyeceğim. Umarım layığıyla yapılmış ve ticari olarak da başarılı bir iş olur da bundan sonra benzer yapımlarda Turkcell sponsor olur.

Sonrasında işler gelişti, başka başka gruplar da açıldı ve Turkcell’in protesto edilmesi sürdü. Şirket kendini savunmak için bugünkü anasayfasını şu şekilde yaptı:

Açıklama ise şu şekilde:
“Bazı yayın organlarında Turkcell’in ‘Mustafa’ filmine sponsor olmamasıyla ilgili çıkan haberler gerçeği yansıtmamakta ve kamuoyunu yanlış yönlendirmektedir.

Ülkemizin kurtarıcısı, Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk’ün dünya tarihinin en önemli liderlerinden biri olduğunu, hem yurt içinde hem de yurt dışında tanıtacak projeler bizi heyecanlandırdığından ‘Mustafa’ filminin sponsorluk önerisini değerlendirdik.

Çalışmalarına saygı duyduğumuz proje yapımcısıyla yaptığımız ön görüşmelerde, filmin beklentimiz yönünde Atatürk’ün liderliğini, dehasını ve kahramanlığını dünyaya tanıtmaktan çok, Atatürk’ün özel hayatına odaklanan bir film olduğunu görünce projede yer almayı tercih etmedik.

Gelecekte de, Ulu Önder Atatürk’ü dünyaya tanıtacak ve tarihin en önemli liderlerinden biri olduğunu vurgulayacak projeleri desteklemekten gurur duyacağız.

Kalbi Türkiye’ye hizmet için atan Turkcell ailesi olarak ülkemiz için çalışmaya devam edeceğiz.

Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş.”

Daha önce de belirtmiştim: “Mustafa” filmi Atatürk’ün kendisi değildir, ticari bir projedir. Bu durumda “Ulu Öndere Sponsor Olmama” gibi bir durum söz konusu değildir.

Bu tarz tartışmaların kamuoyuna çıkması iki tarafa da zarar verir. Aldığım duyumlara göre Turkcell’den üst düzey bir yetkili önce sponsorluk için yeşil ışık yakmış; ardından inceleyen Kurumsal İletişim departmanı yukarıdaki açıklama nezdinde bir karara varıp vazgeçmiş. Hatta önceden yapılan harcamaları da Turkcell karşılamış ve sonra Sabancı Holding’in sponsorluğuna gidilmiş. Elbette bunlar duyumdur, gerçeklik garantisi veremiyorum. Ama konuya uygun bir tutum olarak gözüküyor.

Konunun daha fazla büyüyüp uzaması da rahatsızlık vermekte.

Can Dündar’ın "Mustafa"sı

Bu seneki 29 Ekim kutlamam Can Dündar’ın “Mustafa” filmiyle bütünleşti. Birçok eleştiri gelecektir. Birçok eleştiri de “Atatürk” tabusu sebebiyle gelmeyecektir.

Bu açıdan oldukça cesur bulduğum bir belgesel film oldu: Bambaşka bir Mustafa Kemal’le tanışıyoruz filmde. Kusursuz, doğaüstü bir kahraman değil, bir “insan” karşımızdaki. Eğlence hayatıyla, ilişkileriyle, en çok da “yalnız”lığıyla. Birçok az konuşulan/bilinmeyen detayın gün yüzüne çıktığı izlenesi bir film.

Dediğim gibi çok eleştirilebilir. Bazı yerler çok gereksiz detaylandırılmış, bazı konular pek üstün geçiştirilmiş denebilir. Ancak bugüne kadar böylesi özenli bir çalışma yapılmadı. Hem görmek, hem takdir etmek lazım. Gösterimden kalktıktan sonra muhtemelen en az çift DVD’lik bir versiyonu çıkacaktır ve bu versiyonda da sinema zamanına sığmayan birçok güzel detay eklenecektir.

Film sonrası Show TV’de de Siyaset Meydanı’nda Can Dündar konuktu. Ayrıca Tekfen Filarmoni Orkestrası da “resmi olmayan diğer İstiklal Marşı besteleri” konseptli projeleriyle performans gerçekleşti. Hem Can Dündar’ın film ve filmdışı Atatürk anıları, hem de gayet güzel performe edilen diğer marşlar günün atmosferini güzel tamamladı.

Bu arada film sırasında -spoiler- geyikleri de eksik olmadı:
-Filmin sonunu söylüyorum: 1923’te Cumhuriyet ilan edilecek!
🙂