Türkiye Gazetesi’nde bugün yayınlanan röportajım

Orijinal kaynak için tıklayın.

GENÇ TÜRKİYE
HAZIRLAYAN: Fatih SELEK

ÜNİVERSİTE KULÜPLERİ ARI GİBİ

DÜNYADA AKTİF
Türkiye’deki 146 üniversitede 2 bin 500’ün üzerinde üniversite kulübü faaliyet gösteriyor. Öğrencileri sosyalleştiren ve onlara ilk kariyer basamağını sunan bu topluluklar arasında ülke sınırlarını aşıp uluslararası etkinliklere imza atanlar bile var.

HERKESİN HARCI DEĞİL
Her yıl en aktif kulübü ödüllendiren http://www.uniaktivite.net’in yönetici ortağı Erdem Genç, öğrencilerin, organizasyon şirketlerinin zorlanacağı aktiviteler yaptığını söylüyor. Genç, “Kulüplerin bütçelerinin toplamı neredeyse bir holding kadar” diyor.


Dağcılık ve su sporları kulüpleri üniversitelerin en gözde toplulukları arasında.


İnsan kaynakları zirvesi düzenleyen bazı kulüpler, uzmanları ve iş dünyasını öğrencilerle buluşturuyor.

Üniversitede sosyalleşmenin yolu, öğrenci kulüplerinden geçiyor. Çoğu zaman kariyer basamaklarının ilk adımı olan bu kulüpler, derslerle boğuşan öğrencilere hayata katılmaları için faaliyet alanı sunduğu gibi kalıcı dostlukların temellerinin de atılmasını sağlıyor.
Spor, kültür, sanat, mühendislik, seramik, edebiyat, münazara, kariyer, robot, havacılık, uzay, tiyatro, müzik… Aklınıza gelebilecek her alanda öğrenci kulübü faaliyet gösteriyor. Bunların arasında seminer, söyleşi ve paneller düzenleyip kendi yağıyla kavrulan küçük oluşumlar da var, uluslararası organizasyonlara imza atıp kıtaları birleştirenler de. Mesela, 60 ülkeden 1350 öğrenciyi Antalya’da bir araya getiren Koç Üniversitesi Münazara Kulübü’nün hatırı sayılır bir yeri bulunuyor. Ama kulüpleri en faal okul, Yıldız Teknik Üniversitesi…
Bunu nereden mi biliyorum?
Her yıl bir yarışma düzenleyerek en aktif kulüpleri ödüllendiren üniversite medyası ve sosyal iletişim ağı http://www.uniaktivite.net internet sitesinden.

HEPSİNİ BİR ARAYA TOPLADI
Bu sene 525 kulübün katıldığı “En Aktif Kulüp Yarışması”nda bilim ve teknolojide Yıldız Teknik Üniversitesi IEEE Kulübü, iş ve kariyerde İTÜ Endüstri Mühendisliği Kulübü, sporda Anadolu Üniversitesi Doğa Sporları Kulübü, sanatta Hacettepe Üniversitesi Dans Sporları Topluluğu, düşünce ve genel kültürde Ankara Üniversitesi Mülkiye Kamu Çalışma Topluluğu, sosyal sorumlulukta Pamukkale Üniversitesi Genç TEMA Kulübü birinci oldu.
Biz de yüzlerce kulübü bir araya toplama başarısını gösteren Üniaktivite’nin yönetici ortağı Erdem Genç ile konuştuk.
Aynı zamanda ödüllü bir fotoğraf sanatçısı ve başarılı bir müzisyen olan YTÜ Makine Mühendisliği mezunu Erdem Genç, Türkiye’de 140 civarında üniversitede 2 bin 500’den fazla aktif kulüp olduğunu söylüyor. Genç’in verdiği bilgiye göre, kulüplerin üye sayısı genel olarak 20 ila 4 bin kişi arasında değişiyor.

90 BİN LİRALIK BÜTÇE
“Öğrenci kulüpleri birbirinden ilginç ve gerçekten organizasyon şirketlerinin bile gerçekleştirmekte zorlanacağı aktiviteler düzenliyor” diyor Erdem Genç, “Üstelik bin TL ile 90 bin TL arasında değişen bütçeleri olan bu aktivitelerin 1 yıllık toplam bütçesi neredeyse mini bir holding bütçesine eşit. Özellikle büyük şehirlerdeki üniversitelerde, aktiviteler daha ses getirici oluyor. Ama Anadolu’da da, imkansızlıklara rağmen çok güzel işler çıkaran kulüpler var. Düzenlediğimiz yarışmada ödül alan 18 kulübün 5’i Anadolu’dan.”
Peki bir kulübe katılmak bir öğrenciye nasıl bir vizyon sunuyor?
Erdem Genç, bu sorumuza şöyle cevap veriyor: “Kulüplerin üniversitelilere sunduğu fırsatlar saymakla bitmez. Günümüzde rekabet şartlarının iyice zorlaştığı ve herkesin yana yakıla girmeye çalıştığı “iş dünyası”nın küçük bir simülasyonu aslında. Üniversiteliyi iş hayatına hazırlayan, inisiyatif almasını sağlayan, sonsuz fırsatlar sunan bir laboratuvar diyebiliriz kulüpler için. İlk adımı kulüplerde atmış çok sayıda başarılı insan var. Mesela, AKUT Başkanı Nasuh Mahruki, Bilkent Üniversitesi Dağcılık Kulübü’nde yetişmiş.

İŞ DÜNYASI KEŞFETTİ
Erdem Genç’e, “İş adamları bu gençlik organizasyonlarına nasıl bakıyor?” diye soruyorum. “İş dünyası gençliğe oldukça sıcak bakıyor çünkü geleceğin lider ve yöneticilerinin onların arasından çıkacağının farkındalar” diye cevap veriyor ve anlatmaya devam ediyor: “Ayrıca gençlik pazarlaması yapmak isteyen bir markanın üniversitedeki ilk kontağı hızlı organize olabilme yeteneğine sahip ve yeni projeler üretebilen öğrenci kulüpleri. Dolayısıyla onlarla sürekli iletişim halinde kalabilmek ve onların aktivitelerini desteklemek için firmaların ayırdığı bütçeler de günden güne artıyor. Ayrıca iş adamları yoğun bir şekilde üniversite aktivitelerinde konuşmacı/konuk olarak yer alarak gençlerle bir araya geliyor.”

İSİMLERİYLE DİKKAT ÇEKEN TOPLULUKLAR
> Mağara Araştırmaları Kulübü (Boğaziçi Üniv.)
> Gümrük Kulübü (Beykent Üniv.)
> Hayal ve Bilimkurgu Oyunları Kulübü (Galatasaray Üniv)
> Hijyen Kulübü (Atatürk Üniv.)
> Astronomi Kulübü (İTÜ)
> Bağımlı Olma Bilgili Ol Topluluğu (Ege Üniv.)
> Kalite ve Verimlilik Kulübü (Yıldız Teknik Üniv.)
> Meslek ve İş Etiği Topluluğu (ODTÜ)
> Raptiye Mizah Kulübü (Bahçeşehir Üniv.)
> Köpek Psikolojisi ve Eğitimi Kulübü (İstanbul Üniv.)
> Leylek Gezi Kulübü (Sabancı Ü.)
> Dünyayı Kurtaran Kulüp (Sabancı Üniversitesi)

KAMPÜSÜN GÜNDEMİNİ ONA SORUN
27 yaşındaki Makine Mühendisi Erdem Genç, kurucu ortağı olduğu http://www.uniaktivite.net internet sitesi üzerinden kendini geliştirmek, aktiviteleri kaçırmamak ve kampüs gündemini yakalamak isteyenlere rehberlik yapıyor. Genç, “Şu ana kadar sitemize 500 üniversite kulübü ve 200 bin üye kayıtlı. Ama biz kulüplerle sürekli iletişim halindeyiz. Sadece sanal ortamda değil, aynı zamanda kulüp başkanları ve yönetimlerle ‘Kulüp Buluşmaları’ adı verdiğimiz tematik toplantılarda ayda bir buluşuyoruz. Öğrencilerin gerçekleştirdiği aktivitelere tanıtım sponsorluğu yapıyoruz” diyor.

KISA filmciler kamera başına!
DenizBank, Akbank ve Metro Group, kısa film yarışmalarıyla geleceğin yönetmenlerini arıyor. DenizBank, “AçıkDeniz’i Anlat Bana” başlıklı bir kısa film yarışması düzenleyerek genç yönetmenlere yeteneklerini görterme şansı sundu. ATM, çağrı merkezi, internet bankacılığı ve mobil bankacılık gibi şubeye alternatif kanallar üzerinden bankacılık işlemi yapmanın avantajlarını anlatmak, yarışmanın ana konusunu oluşturacak. Son başvuru tarihinin 15 Temmuz 2010 olduğu yarışmada, büyük ödül 10 bin TL. İkinciye 5 bin TL, üçüncüye 2 bin 500 TL verilecek. Detaylı bilgiye http://www.pasodeniz.com adresinden ulaşılabilir.

AKBANK’IN KISALARI
Mart 2011’de 7.’si düzenlenek Akbank Kısa Film Festivali’ne başvurular başladı. Son başvuru tarihi 04 Aralık 2010 olan yarışmada “En iyi film” seçilecek eserlerin yönetmenleri 8’er bin TL ile ödüllendirilecek. Detaylı bilgi, http://www.akbankkisafilm.com adresinde.
METRO Group’un sinema ve iletişim öğrencileri için 8.’sini düzenlediği kısa film yarışmasına başvurular başladı. Son katılım tarihi 28 Ekim olarak belirlenen yarışmada birinci gelen yönetmen, New York Film Akademisi’nde 1 aylık burslu sinema eğitimi kazanacak. İkinci 2 bin euro, üçüncü ise bin euro ödül alacak.


Fatih Üniversitesindeki kongre ilgi gördü.

43 üniversite nanoteknoloji için buluştu
Fatih Üniversitesi Biyo ve Nano Teknoloji (BİNOTEK) Kulübü nanoteknoloji biliminin önemine işaret etmek ve bu doğrultuda çalışmalara hız kazandırmak amacıyla NABİTEK-2010 “Uluslararası Katılımlı Nanobilim ve Nanoteknoloji Öğrenci Kongresi”ni düzenledi. Büyükçekmece Kaya Ramada Plaza’da gerçekleşen kongre, hem ülke içinde nanoteknoloji ile yakından ilgilenen akademisyen ve öğrencileri hem de yurt dışında bu alanda başarıya imza atmış birçok bilim insanını bir araya getirdi. 43 farklı üniversitenin 39 farklı bölümünden katılımcılarla bu alanın nabzını tutan önemli isimlerin buluştuğu kongrede; Biyo-Nano Çip Teknolojisi, Nanoteller ve Nanotüp üretimi, Nanoteknolojinin sağlık üzerine etkileri ve enerji kazanımları gibi konular ele alındı. Fatih Üniversitesinde, 19 ayrı laboratuvardan oluşan Biyo Nano Teknoloji Araştırma Geliştirme Merkezi bulunuyor.

Üniaktivite Habertürk Gazetesi HT Kariyer Ekindeydi

Güray Bey ile HT Kariyer ekindeydik.

Pazar günleri Habertürk ile birlikte yeralan HT Kariyer ekinde gazetenin sorularını yanıtlayan Üniaktivite yönetici ortakları Güray Erişkin ve Erdem Genç, 2010 hedeflerinin en az 150bin üye olduğunu söyledi

Üniaktivite Kurucu Ortakları Güray Erişkin ve Erdem Genç, üniversitede okurken kulüp ve üniversite aktivitelerini düzgün takip edebilecekleri bir alan bulamayınca kendileri böyke bir site kurmaya karar veriyorlar. Uniaktivite.net, bugün bin 500 öğrenci kulübüyle ilgili bilgi içeren, 85 bin üyesi olan bir internet sitesi. Hedef 150 bin üye.

Hangi aktiviteleri gerçekleştiriyorsunuz?
Üniaktivite; bin 500 öğrenci kulübünün bir arada yer aldığı bir sosyal iletişim ağı. Markaları üniversitelilerle buluşturacak birçok projeye imza atıyoruz ve firmalara bu yönde tanıtım imkanları sunuyoruz. Bunlar seminerler, film gösterimleri olabiliyor.

Üniversite kulüpleri neden önemli?
Mezuniyet sonrası üniversitelilerin girmeye çalışacağı “iş dünyası”nın küçük bir simülasyonu aslında öğrenci kulüpleri. Sizi iş yaşamına hazırlaya ve deneme-yanılmalarla deneyimler kazanmanızı sağlayan oluşumlar.

Devamı HT Kariyer‘de.

Evrensel Gazetesi Kitap Eki Röportajım (Debut Hakkında)

Geçen ay Evrensel Gazetesi Kitap Eki’nde (TÜYAP Kitap Fuarı Özel) yayınlanan, Uğur Halil Karakullukcu tarafından yayınlanan röportajım:

“Günümüzün öykülerini topluyorum”
Erdem Genç, çocukluğundan beri edebiyat ve müzik gibi çeşitli sanat dallarına ilgi duymuş, bu dallarla ilgili çeşitli çalışmalar gerçekleştirmiş, Özellikle Türkiye’de rock ve metal müzik seven insanlar için özel bir yeri olan Metal Monster dergisini arkadaşlarıyla beraber, yaşadıkları çeşitli olumsuzluklara karşı çıkarmış, Köprüaltı ve Şebek, Dream Dergi gibi bir çok dergiye katkıda bulunmuş bir genç. Erdem Genç, bu günlerde kitap evlerinin raflarında yer alan “Debut” isimli ilk hikaye kitabı ile ergenlik döneminden bu güne kadar kaleme aldığı çeşitli öykülerini okuyucuların beğenisine sunuyor. Erdem Genç ile uzun bir zaman aralığında yazdığı öykülerinin oluşum sürecini, içeriğini ve yazı yazmanın kendisi için ne ifade ettiğini konuştuk.

İlk kitabınız olan “Debut”ta toplanan hikayeler uzun bir zaman aralığında oluşturmuş. Uzun zamandır yazdığınız hikayelerin arasından bu kitapta yer alacak öyküleri hangi kriterlere göre seçtiniz?

Sizin de dediğiniz gibi öyküler ta lise yıllarından beri yazdıklarım arasından bir seçki. İlk kitabım olması sebebiyle okuyuculara “Merhaba” dediğim bir çalışma. Farklı türlerin, farklı tarzların kullanıldığı öyküleri seçmeye özen gösterdim. Uğur getirsin diye de bunları 13 taneyle sınırladım.

Birbirinden çok farklı temalar içeren öyküleri bir grubun albümünü oluşturması gibi seçtim. Örneğin ilk öykü “Hiç” oldukça kısa ve sarsıcı bir intro tadında. Kasetin –gerçi artık kaset de kalmadı ama- B yüzü ise “Sus” adındaki intro’yla başlıyor ve “21” adındaki outro’yla bitiyor aslında. “Yeni Başlayanlar İçin Rock Ortamları” ise bir bonus parça.

Öykü yazmaya ne zaman başladınız?

-Bilmiyorum, belki de yazı yazmaya başladığımda! İlkokulda çıkardığımız çevre gazetesinin editörü bendim. Ortaokulda sınıf gazetemizin 8-D Postasının da editörü bendim ve yazılarımla birlikte öykülerim de çıkardı bazen. Lisede de Metal Monster serüveni başlayınca daha sınır tanımayan yazılar yazabiliyordum. Kitaptaki öyküler de bu ‘sınır tanımayan’ yıllardan başlıyor.

Öykülerinizde, İstanbul’da yaşayan bir gencin kendi hayatına dair birçok benzerlikler bulabileceğini görüyoruz. Sizin de içinde yaşadığınız bir ortamı yazıya dökmenin avantajlarına ve zorluklarına kısaca değinir misiniz?

Tüm kitabın arka planı İstanbul. Bu yüzden kapağı da İstanbul’un en önemli simgelerinden Taksim Meydanı’nda çektiğim bir çiftin fotoğrafı. Dünya’da birçok şehir gördüm ama İstanbul’a rakip bulamadım. Benzersiz ve olağanüstü bir şehir. Elbette ömrümü geçirdiğim bu şehir beni etkiliyor ve bana ilham veriyor. Her köşesinden, binlerce yıllık geçmişinden öyküler fışkırıyor zaten. Ben şimdilik günümüzdekileri topluyorum.

Bazı öykülerinizde şiddet dolu olayları yazıya dökmüşsünüz. Öykülerinizde şiddet motifinin kullanılmasının sebeplerini açıklayabilir misiniz?

Aslında bu ruhsal bir tatmin diyebiliriz. Özellikle lise yıllarında yazılmış olanlarda, o zamanki ergenlik isyanlarımı yazarak dindirmiştim. Hala ilginç bulduğum için kitapta da yer verdim. Kitabın sonunda şu paragraf çok güzel açıklıyor sanırım: “Düşlerin sınırı yoktur. Kalemimin yani klavyemin de. Düşlerimi dökerim ortaya, kan dökmeden işlediğim cinayetler gibi veya sevişmeden içtiğim sigaralar…”

İlk öykü kitabını yayınlayan bir yazar olarak, sizin eserlerinizi oluşturmanıza yardım eden kaynaklara, edebiyatta hangi isimlerden ve tarzlardan etkilendiğinize dair örnekler verir misiniz?

Klasikler dışında bol bol fantastik kurgu ve korku romanları, öyküleri okuyorum. Bana yeni ve sıra dışı dünyalar gösteren eserler ilgimi çekiyor. Günümüz yazarlarını seviyorum; hatta bu yüzden bazı arkadaşlarım bana “best-seller okuyucusu” diyor. Evet, başarılılarsa neden okumayayım?

Yazın dışında sinema, müzik, tiyatro, fotoğraf, modern sanat gibi sanatın farklı dallarında da keyifle takip ettiğim çalışmalar var. Bunların da katkıları büyük.

Kitabınızda sayfa numaraları sondan başa doğru. Bunun sebebi nedir?

-Baskı hatası… Şaka şaka. Başınıza geliyordur: Bir kitaba başlıyorsunuz, kurguyu seviyorsunuz devam ediyorsunuz, bir yerlere geliyor tıkanıyor, hatta itiraf etmek gerekiyor ki zorlanarak okuyorsunuz. Ben bu durumda da sonuna kadar okuyanlardanım. Böyle zamanlarda ara ara kitabın kaç sayfa olduğuna bakar, kaldığım sayfadan çıkararak kaç sayfa kaldığını anlamaya çalışarak kendimi teselli ederim. Bu zorluk yaşanmasın diye sayfa numaraları tersten sıralandı. Böylece her zaman geriye ne kadar kaldığını biliyorsunuz. Bu arada öykü sırası ile öyküler arasında bazı numerik şifreler var. Bunları bulmak da okuyucuya kalsın.

“Debut”ta yer alan öykülerinizin, bir çok öykünün arasından seçildiğini biliyoruz. Acaba bu kitapta yer almayan diğer öykülerinizi de de yayınlamayı düşünüyor musunuz?

-Hem diğer öyküleri, hem de yeni yazdıklarımı elbette yayınlamak isterim. Bazıları çeşitli dergilerde veya internette yayınlandı bile. Ancak kitaba alırken mutlaka ya güncelleyeceğim ya da yeni çalışmalar ekleyeceğim. Çünkü kitap, dergi veya internet gibi ömrü –en azından fikren- sınırlı bir mecra değil ve çok daha titiz olmak gerekiyor.

Ayrıca rock müzik üzerine bir roman ve perküsyon üzerine araştırma çalışmamı sürdürüyorum. Umarım bunları da önümüzdeki günlerde okuyuculara ulaştırma imkanım olur.

Aynı zamanda siz Dream Dergi’de ve Alternatif Süreç gazetesinde köşe yazmış bir insansınız. Acaba dergici yönününüzüz, öykülerinizi yazarken ne gibi katkıları oldu?

Bu ikisi dışında asıl “dergici” sıfatını hak etmek için 1999-2004 yılları arasında önce fanzin olarak başlattığım sonra dergiye dönüşen Metal Monster’ı hatırlamak gerekir. Kapak tasarımından dizgisine, baskısından editöryal işlerine kadar her şeyini yapmaktaydım. 1999’daki satanist olaylar yüzünden çekilen sıkıntılar, sonrasında yasal izinler alınması gerektiğini bilmeden dergi çıkardığım için açılan davalar gibi başka deneyimleri de oldu. Dergiden size dinlemeniz için verilen albümler, gitmeniz gereken konserler-film gösterimleri aslında evde oturduğunuzda dinlemeyeceğiniz kadar albüm, izlemeyeceğiz kadar film izlemenizi sağlıyor. Kritiğini yapmanız için gönderilen kitapları okumadan yazamıyorsunuz. Ayrıca yaptığınız röportajlarla yeni insanlarla tanışıyorsunuz ve başkaları için ulaşılmaz gelen kişiler belki de arkadaşınız oluyor. Tüm bunlar deneyimlerinizi zenginleştiriyor ve ister istemez yaratıcılığınızı etkileyen öğeler oluyor.

Bu öykü kitabının yayınlanmasının ardından gerek yakın çevrenizden, gerekse de sizi sadece yazılarınızdan tanıyan insanlardan kitabınızla ilgili ne gibi tepkiler aldınız?

Belki sadece arkadaşlarım oldukları için hep övgüler, takdirler aldım. Dışarıdan da güzel tepkiler geliyor. Bir de şu durum var: 20’li yaşlarda bir insansanız 20’li yaşlardaki başka bir insana “bayılıyorum sana, hastayım” gibi aşırı tepkiler vermezsiniz. Belki biraz da bu yüzden yaşlı hatta ölmüş ustalara saygı gösteriyoruz. Ama neyse ki kitabın hedef kitlesi liseliler ve üniversiteliler. Liselilerden bu tarz aşırı tepkiler almak hem gururlandırıcı, hem de eğlenceli oluyor. Kitapta tüm iletişim bilgilerim ve sosyal medya adreslerim mevcut. Bu yüzden bana rahatlıkla herkes ulaşabiliyor.