Beyaz, Mutfaktaki Cadı Gabriella ile Yemek Yapsın

Niye yapmasın? Banyoda şarkı söyleyenleri, Bana Kitap Al’ları çıkarıyor da Gabriela’nın neyi eksik?
Hem kendi de istiyor: http://ff.im/kSCRI
E öyleyse, hadi Beyaz?
Bizi de konuk et senin #yay’alım poke’leyelim doyasıya 🙂

Pizza Hut Köfteli & Peynirli Taç Pizza

Sanırım böyle pizzaları sırf benim gibi meraklılar için çıkartıyorlar. Simit kenar, kaşar kenar, komple kaşar, kare pizza, dikdörtgen pizza derken şimdi de taç pizza çıktı. Orta kısmı istediğiniz türde olmakta, kenarları ister peynir, ister köfte, ister karışık. Pek bir olayı yok. Köftesi lezzetli, peynir kreması kötü. Sıcak Pınar Beyaz lezzeti nasılsa öyle. Maksat farklı olsun, hareket gelsin diye yapılmış. Meraklıysanız sadece köfteliyi deneyiniz derim.

Kuruçeşme Balık

Kuruçeşme Migros’un hemen yanındaki Kuruçeşme Balık’a ulaşım gayet kolay. Cuma Cumartesi gibi sahil trafiğinin yoğun olduğu günlerde Ulus’tan aşağı kestirmeyle gelinebilir.
Mekan şık, balıklar taze/leziz, servis çok iyi ve fiyatlar bu kombinasyona göre gayet uygun. Müzik oldukça alçak sesli. O yüzden rahat rahat yemek yenilip sohbet edilebilir. Fiks menüdeki sınırsız içki üstüne başka mekanlarda da eğlenceye devam etmek, olası program önerisi 🙂
Balıkların yanında bir kalamar ızgara geldi ki… Enfes.

Bir de yeni birşey öğrendim: Limonlu soda & rakı yaptığınızda daha az çarpıyormuş (en azından siz öyle sanıyorsunuz 🙂
Çıkıştaki promil aletinden de araba kullanabilitenizi görebilirsiniz. Biz 400’ü gördük, “hop” dedik 🙂

Mekan : Kuruçeşme Balık
Tel: (0212) 263 44 72
Adres: Kuruçeşme Caddesi 9, Kuruçeşme
Semt: Kuruçeşme
Web: http://www.kurucesmebalik.com

TimeOut İstanbul Tanıtımı:
Kuruçeşme parkının tam karşısındaki Mustaabi’nin adı Kuruçeşme Balık olarak değişti.
Her gün 09.00-00.00 arasında açık. Kredi kartları geçerli.

Menüsünde ve dekorasyonunda köklü olmasa da yenilikler yapmışlar. Girişi tipik Bodrum mekânlarına benziyor, şık bir balık restoranı. Menüdekiler tipik balık mezeleri, taze mevsim balıkları ve içki. Levengir, kalamar ızgara, balık köftesi, balık pastırması, jumbo karides, levrek marina… Levengir nedir diyenlere hemen anlatalım. Levreğin filetosu çıkarılıyor, üstüne somon seriliyor, karides, domates, karabiber konulup rulo yapılıyor ve folyoya sarılıyor. Haşlandıktan sonra donduruluyor ve halkalar halinde servis ediliyor. Kuruçeşme Balık’ta masaya oturduktan hemen sonra daha siz siparişinizi vermeden harika mısır ekmekleri ve zeytin geliyor masaya. Sonrasında artık tercih sizin. Mekânın tek kötü özelliği yol üstünde olması, biraz park sorunu yaşanabilir.

Bilişim Teknolojileri Zirvesi 2008 ve İTÜ

Geçtiğimiz Cuma, İTÜ Ayazağa Kampüsü Süleyman Demirel Konferans Salonu’nda gerçekleşen BTZ 2008’in sponsoruydu Üniaktivite. Ne var ne yok diye Cuma günü uğradık. Programından biletine, standlarından catering’ine İTÜ’lüler harika bir iş çıkarmış. Etohum kısmından sonra iş yoğunluğu sebebiyle kaçmak zorunda kaldım. Cumartesi de Girişim Günleri’ne katılmak için de gidemedim, ama güzel geçtiğini öğrendim.
Ayrıntılı bilgi: http://www.uniaktivite.net/aktiviteler/8696/itu_de_bilisim_teknolojileri_zirvesiBu arada yemekhane dolaylarını ararken kampüsün epey geliştiğini de gördüm. Boyner herşeyin indirimli olduğu bir kampüs şubesi açmış. Genç olmaya çalışan duvar yazılı/grafitili tasarım çok alışveriş yapma hevesi uyandırmasa da, fiyatlarla bu durum dengelendi. Gnçtrkcll’liye de ekstra %15 indirim daha var. Öğrencilerin dışında yetişkin tipler de bunlardan faydalanmak istemiş 🙂Vallahi iki tabağı da ben yemedim 🙂 Kampüs adlı mekanda (kantin/yemekhane formatından çok bildiğimiz restaurantlar görünümünde) kaşarlı sosis, kampüs burger gibi fastfoodların yanında salata, makarna gibi yemekler de satılıyor (aslında bunlar da fastfood’a girer herhal). Hani servis görünüm güzel de, lezzet için daha çalışmak lazım sanırım. Sosislide herhalde klasik, lezzetsiz tost kaşarı vardı. Oysa daha karakterli (cheddar, mozarella vb) kaşarlar ile daha lezzetli hale gelebilir. Neyse canım, f.f. adı üstünde, çok tartışmamak lazım, sonra BTZ’yi bu kadar konuşmadım diye kızacaklar. Yedim gitti 🙂

Ebru Şallı yemek programı yapıyor

Resmen hayallerim yıkıldı.
Öğle yemeği zaplamamda Kanal 1’de rastladığım programdaki yemek yapan konuğu görünce şoke oldum.Yemek yapanın konuk değil, programın sahibi olması ise bambaşka bir dumur yaşattı. Ebru’nun Mutfağı adlı programda yıllardır ağzımız açık izlediğimiz manken Ebru Şallı, artık “o işlerden elimi eteğimi çektim, elimin hamuruyla program yapıyorum” modunda TV’deydi. Ah Ebru ah…
Tanıtımı ise şöyle: “Ebru Şallı’nın Türk ve dünya yemeklerinden seçkin ve sağlıklı örnekleri sunduğu programda Şallı, birbirinden ünlü konuklarıyla, sağlıklı beslenme, spor, çocuk bakımı ve beslenmesi, hamilelikte yapılması gerekenler, yemek kültürü vb. konular üzerine Kanal 1 izleyicilerine renkli ve keyifli bir mutfak sunuyor.”

İsmet Bahçevan Sofrası, Fatih

En lezzetli yemekleri hep salaş tabir edilen, çok da hijyenik gözükmeyen yerlerde yedim. Neyseki kılı kırk yaran, hijyen tutkunlarından değilim de bu lezzetlerden mahrum kalmadım. Tabi yirmi yıl sonra bu rehavetim yol, su, elektrik, böbrek yetmezliği, damar çatlaklığı olarak dönmezse 🙂 Mekan kardeşimin yıllardır bayıla bayıla yediği, bize de yedirdiği efsanevi “Sur Kebabı”nın da (bir ara onu da anlatırım) satıldığı Kadınlar Çarşısı’ndaki (bazı konularda çok ümitli olmamak lazım) “Damak Zevki Anlatılmaz Yaşanır” sloganlı İsmet Bahçevan Sofrası. İsmet Abimiz kasanın başında elinde kumanda maç olsun, Kurtlar Vadisi olsun keyifle zaplamakta. Anlaşmalı otoparka aracınızı bırakmanız da ücretsiz.
Bir toplantı için seçilebilecek en ilginç yerler kategorisinde zirveye oynayan bu lokantada, öncesinde yemek yediğim için sadece içli köfteyi tatma fırsatı buldum. Şahaneydi, tadı kıvamı. Yanında da kepçeyle içilen bol köpüklü bir ayran geldi ki şerbet mübarek 🙂 Ama “süt için, süt içirin” reklamlarındaki beyaz bıyıkların köpüklü versiyonunu bırakıyorsunuz. Aşiret Kebap gibi spesyallerini de en kısa sürede tatmayı planlıyorum.

Mc Donald’s Kahvaltısı… I ıh!

Bu sabah uzun süredir merak ettiğim, ama her kahvaltıda görüntüsünün kötülüğünden vazgeçtiğim Mc Donald’s kahvaltılarını tatma fırsatım oldu. Egg Muffin, yumurta üstünde füme tavuktan oluşuyor; tadı tavuk köfte ve yumurtalı Sausage Egg Muffin‘den daha iyi olsa da olmamış. Kahvaltılık değil, aslında herhangi bir öğünde de yiyeceğimi sanmıyorum. Hash Brown dedikleri patatesten yapılma birşey vardı menüde. İçindeki beyaz parçacıklar ve tadı lezzetsiz bir balığı andırıyor. Kahve ise idare eder -sözümona Premium Cafe‘ymiş.

Fotoğrafların iştah açıcı olmaması da sevgimi yansıtıyor 🙂

Cafe Crown 3ü1 Arada Karamel

Ürünün üzerine daha sıcak su dökerken karamel kokusu etrafı sarıyor. Çok yoğun bir koku değil, ama beklendiği gibi kıvamında bir koku. Tad olarak, Nescafe’nin berbat karamellisine kıyasla oldukça iyi. Dilin değişik bölümlerine yayılıp, açık, ferah bir tat bırakıyor. Kremanın karamel aromasıyla birleşince oluşturduğu etki olsa gerek.
Karamel severlere tavsiye edilir.

Nescafe’ninki edilmez. Bademli Nescafe 3in1 hiç tavsiye edilmez 🙂