Pozitif TV – Geliştrend programı için Ömer Ekinci’nin benimle yaptığı röportaj

Bu bölümde konuğumuz Erdem Genç ile “Üniaktivite” ve diğer projeleri hakkında sohbet ettik. İyi seyirler…
Orijinal adresinde izlemek için tıklayın.

Üniaktivite Habertürk Gazetesi HT Kariyer Ekindeydi

Güray Bey ile HT Kariyer ekindeydik.

Pazar günleri Habertürk ile birlikte yeralan HT Kariyer ekinde gazetenin sorularını yanıtlayan Üniaktivite yönetici ortakları Güray Erişkin ve Erdem Genç, 2010 hedeflerinin en az 150bin üye olduğunu söyledi

Üniaktivite Kurucu Ortakları Güray Erişkin ve Erdem Genç, üniversitede okurken kulüp ve üniversite aktivitelerini düzgün takip edebilecekleri bir alan bulamayınca kendileri böyke bir site kurmaya karar veriyorlar. Uniaktivite.net, bugün bin 500 öğrenci kulübüyle ilgili bilgi içeren, 85 bin üyesi olan bir internet sitesi. Hedef 150 bin üye.

Hangi aktiviteleri gerçekleştiriyorsunuz?
Üniaktivite; bin 500 öğrenci kulübünün bir arada yer aldığı bir sosyal iletişim ağı. Markaları üniversitelilerle buluşturacak birçok projeye imza atıyoruz ve firmalara bu yönde tanıtım imkanları sunuyoruz. Bunlar seminerler, film gösterimleri olabiliyor.

Üniversite kulüpleri neden önemli?
Mezuniyet sonrası üniversitelilerin girmeye çalışacağı “iş dünyası”nın küçük bir simülasyonu aslında öğrenci kulüpleri. Sizi iş yaşamına hazırlaya ve deneme-yanılmalarla deneyimler kazanmanızı sağlayan oluşumlar.

Devamı HT Kariyer‘de.

Cafê Bohemê’den Üniaktivite Üyelerine %20 İndirim

Ben sürekli gidiyorum. İşletmecisi de eski bir Üniaktiviteli olduğu için sağolsun sürekli ilgi gösteriyor 🙂 En son indirim kararından sonra tadından yenmez olmuş. Wireless da var, gidip uzun süre takılınabilir. Rıfat Ilgaz’ın eski evi olması ve o döneme ait harika dekorasyonu da Taksim’deki favori mekanlarım arasına girmesini garantiliyor.

Haber şöyle:
http://www.uniaktivite.net/haberler/11250/uniaktivite_uyelerine_caf_boheme_den_20_indirim_

Businews Röportajım

En Aktif Kulüp Yarışması hakkında Businews’in benimle yaptığı röportaj için tıklayınız efendim: http://businews.eu/icerik.aspx?ID=198&ReturnUrl=icerikler.aspx%3fKID%3d4

Üniaktivite’den “En Aktif Kulüp Yarışması”
Üniaktivite’nin organize ettiği ve tüm üniversite öğrenci kulüplerinin katılımına açık olan “En Aktif Kulüp Yarışması”nı Üniaktivite Proje Koordinatörü Erdem Genç ile konuştuk.

1.En aktif kulüp yarışmasının amacı nedir?

Yarışmanın en temel aracı kulüpler arasında iletişimlerini güçlendirerek bir rekabet yaratarak daha kaliteli işler çıkarmalarını sağlamak. Böylece hem birbirlerinin yaptığı işleri takip ediyorlar, hem de daha üstün çalışmalar yapmaya uğraşıyorlar. En başarılıları ödüllendirmek de Üniaktivite’ye düşüyor.

2.Yarışma süreci nasıl gerçekleşiyor? Adım adım anlatabilir misiniz?

Kulüpler öğretim yılı başından itibaren Üniaktivite’nin yarışma sayfasından katılım formunu doldurarak başvuruyorlar. Bu başvurular yılsonuna kadar kabul ediliyor. Ardından zorlu süreç başlıyor: Yıl boyu yapılan tüm aktivitelerin sisteme girilmesi ve raporlanması gerekiyor. Bu aktiviteler Üniaktivite üyeleri ve jüri tarafından değerlendirilerek Haziran ayındaki törende en aktif kulüplere ödül olarak geri dönüyor.

Bu seneki törende siz de vardınız, gördünüz: Yarışma artık üçüncü yılında ve muazzam bir kabul görmüş durumda. Türkiye’nin dört bir yanından finalist kulüp temsilcileri törene geldiler ve heyecanla ödüllerin dağıtılmasını beklediler. Kazananların heyecanı görülmeye değerdi.

3.Yarışma kategorilerinden bahsedebilir misiniz?

Kategorilerimiz “Bilim ve Teknoloji”, “İş ve Kariyer”, “Spor”, “Sanat”, “Düşünce ve Genel Kültür” ve “Sosyal Sorumluluk” olarak sıralanıyor. Her kategoride 10’ar finalist belirleniyor ve ilk üç kulübü ödüllendiriyoruz.

Bunun dışında aktivite bazında da “En Yaratıcı”, “En İyi Uluslar arası”, “En Sportif”, “En Girişimci” ve “En Sıradışı” aktiviteleri seçip ödüllendiriyoruz.

4.Bu yarışmaya katılım koşulları nedir?

Bir üniversiteye bağlı resmi bir kulüp ya da topluluk olarak yarışmaya başvurmak ve yaptığınız çalışmaları sisteme girmek yeterli. Ayrıca bu sayede Üniaktivite’deki özel kulüp sayfanızda kulübünüzün arşivini tutmuş ve diğer üniversite öğrencilerine de ücretsiz reklam yapmış oluyorsunuz.

5.Sponsorlarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?

Geçtiğimiz dönem Mynet ana sponsorumuzdu. Ayrıca Nisan’dan beri yaptığımız kulüp buluşmalarının da sponsorluğunu yaparak üniversitelilerle sürekli buluşmalarımızı da daha rahat gerçekleştirmemizi sağladılar. Finansbank, Bilişim Eğitim Merkezi, Global Vizyon, Coproline, Hobby Kozmetik ve Likya kategori sponsorlarımızdandı. Birçok yeni mezun arkadaşımızı yarışma sonrası kapmış diye dedikodular dolaşıyor ortalıkta.

Medya sponsorlarımızın baş tacı Businews’in yanı sıra Habertürk, Sabah İşte İnsan, Kurumsalhaberler.com, Radyo Odtü, Genç Gelişim, Haber.gen.tr ve Aktifgelisim.com’u da sayalım burada.

6.Öğrenciler için bu yarışmanın önemi nedir? Öğrencilerden aldığınız tepkiler nasıl?

Üniaktivite, geçirdiğimiz onca yılın ardından, artık kulüpler üstü bir kulüp konumunda Türkiye’de. Bu yüzden buradan kulüplerin aldıkları ödüller çok önemseniyor. Geçtiğimiz yıllarda derecelerini dev brandalar yaptırıp kulüp tanıtım günlerinde okullarına asanlar oldu; bu sene de olacaktır. Ayrıca yarışma derecelerinin büyük bir haber değeri var. Tüm kulüpler –finalistler dahil- bu haklı başarılarının takdirinin tadını sonuna kadar çıkarıyorlar.

7. Gelecek dönemde yarışma ile ilgili hedefleriniz neler peki?

Bu yıl geçtiğimiz yıla göre en az %50 daha fazla katılım bekliyoruz. Daha çok kulüp ile daha çok üniversiteliye ulaşacağız. Yaz döneminde olmamıza rağmen şimdiden kayıtlar oldukça yoğun ve bu ilgi bizi önümüzdeki yıl için heyecanlandırıyor.

Geçen sene salon imkanlarımız sınırlı olduğu için gelen tüm kulüp temsilcilerini salonumuza alamadık. Bu sene çok daha büyük bir salonda, tüm üyeleri alabilecek kadar geniş bir salonda, şenlik şeklinde gerçekleşecek bir tören yapmak istiyoruz.

http://www.uniaktivite.net/yarisma
Nilgün Şirvanlı

Üniaktivite Kulüp Buluşmaları – İstanbul

Bu sene Üniaktivite kulüp buluşmalarımız Starbucks’larda gerçekleşiyor. Burak Büyükdemir hocamızın değerli semineriyle renklenen buluşmada Kulüpler için Sosyal Medya Kullanımı ve Planlaması’ydı konumuz. Hocamız internet ve sosyal medyanın gelişiminden, bunu kulüpler ve kendimiz için nasıl kullanabileceğimizi harika bir şekilde anlattı. Eminim katılan kulüp temsilcileri kulüplerinin adını bundan böyle çok daha iyi duyurabilecektir.
Ayrıca kulüpler kendi aralarında tanıştı ve belki de işbirliklerinin temeli atılmış oldu. Starbucks’ın da kahve ve pasta tadımları uykularımızı açtı, kahve tadımı (hatta koklaması 🙂 konusunda bilinçlendirdi.
Bugün Ankara, yarın ise İzmir’deyiz.

Felekten Bir Gece (The Hangover)

Kaçırılmaması gereken bir komedi. Uzun zamandır bu kadar iyisini izlediğimi hatırlamıyorum. Klasik, gece acayip içip de ertesi gün ne olduğunu hatırlayamama olayını pek güzel işlemişler (Classic! Hahaha!).
Üniaktivite özel gösterimiyle kalabalık bir grupla izledik. Geceye Foster’s da sponsordu. Güzel ablaların ikram ettiği leziz biraların da keyfi arttırmasıyla kahkahaların susmadığı bir gece oldu. Yorumlara ve Üniaktivite etkinlik detaylarına şuradan ulaşabilirsiniz:
http://www.uniaktivite.net/aktiviteler/10920/felekten_bir_gece_ye_davetlisiniz_

Üniaktivite TV Videoları

“Erdem Nerede?” bir süredir video olarak webde yayınlanıyordu; ancak bloguma taşımamıştım. Şu an Campus TV ile anlaştık ve artık Campus TV’de yayınlanıyor. Ayrıca 20 Haziran’da da Campus TV ile ilk profesyonel çekimi gerçekleştirdik. Bugüne kadar yayınlanan videolar şu şekilde:

Link: Erdem Nerede? Bölüm 1: Bilkent Üniversitesi

Link: Erdem Nerede? Bölüm 2: Kocaeli Üniversitesi

Link: Erdem Nerede? Bölüm 3: Samsun Üni

Link: Erdem Nerede? Bölüm 4: Üniaktivite Buluşmaları

Link: Erdem Nerede? Bölüm 5: Çukurova Üniversitesi

Link: Erdem Nerede? Bölüm 6: Anadolu Üniversitesi

Link:  Erdem Nerede? Bölüm 7: Rock'n Coke 2007 Özel

Tüm videolara www.uniaktivite.tv adresinden ulaşabilirsiniz.

Bursa Uludağ Üniversitesi

Eskişehir’den Bursa’ya sabahın 6’sında geçtiğimiz için biraz sersemdi kafamız. Neyseki otobüste biraz uyuma fırsatı bulduk. Otogarda bizi Uludağ Üniversitesi İnsan Kaynakları Kulübü Başkanı Kutay karşılayıp doğrudan okula götürünce de şehri pek göremeden soluğu üniversitede aldık.

O kadar Anadolu üniversitesinden sonra, Türkiye’nin en büyük şehirlerinin birinin üniversitesinden de beklentimiz oldukça yüksekti açıkçası. Bu yüzden geniş alanlar, yeşil alanlar arasında yükselen binalar pek şaşırtmadı.

Asıl şaşırtan, 12 kulübün bir araya gelerek, iki hafta süren dev bir Kariyer Günleri organizasyonuna imza atmaları oldu. Üniaktivite Buluşmaları’nda bizi ziyaret eden Mesut, aynı zamanda devam etmekte olan organizasyonun da tanıtımını yapmaktaydı. Kendisi yine aynı sıcaklığıyla üniversitede ağırladı. Eylül’deki İnsan Kaynakları organizasyonuna da davet etti.

Onlarca marka ve konuşmacının ardından, binlerce insanı ağırlayan organizasyon komitesi son gün panayır alanında yorgunluklarını attı diyebilirim. Starbucks’ın kahveleri, First’ün bir türlü çiğne çiğne tadı bitmeyen sakızı ve Ritmpark’ın düm tek’leri ortamı hareketlendirdi. Sponsorlar da kendilerini tanıtmak için alandaydı.

Kulüplerin çalışmalarını ve orada görüştüğümüz arkadaşları, videomuzda bulacaksınız. Akşam bizi tekrar otogara bırakan Nurcan’ın araba sürüşüne hayran kalmamızdan sonra yediğimiz İskender’in de tadı hala damaklarımızda.

Gece yorgunluk atmak için Demet Akalın konserine gideceklerdi; ama bizi İstanbul’da işler bekliyorken dönmek durumundaydık. Çok kalamamamızın acısını Eylül’de çıkaracağız umarım.

Eskişehir Anadolu Üniversitesi

Sabahın köründe buluşup 7 treniyle Eskişehir’e hareket etmekten hiç şikayet etmiyorum. Pek de güzel bir tren ve keyifli bir ekiple olunca her yol çekilir. Hele uyunacak kadar rahat koltukları da varsa gidilen aracın, ara ara tatlı tatlı şekerlenir; Oh mis!

Bilmiyorum tüm trenler bu kadar iyileştirilmiş mi; ama Eskişehir Ekspresi için TCDD’ye sevgiler sunuyorum buradan. Bir sevgi de, indiğimizden itibaren İtalya tadı veren Eskişehir’in belediyesine…

Şehir merkezindeki, modern tasarımlı (hani İKEAvari diyeyim) Grand Namlı Hotel’imize (ki pastırmacı dükkanıyla başlamış büyümüş bir başarı hikayeleri varmış) yerleşmenin ardından Anadolu Üniversitesi’ne yollandık. Bu arada ben de İkinci Üniversite hadisesiyle burada Açıköğretim Halkla İlişkiler okumaktayım. Bu kimlikle okula giriş çıkışım serbestmiş. Zaten görevli olmanın lezzetiyle kimliğimi unutmayı umursamama da gerek kalmayınca okulun tadını çıkarayım dedim.

Herkesin söylediği, Eskişehir’i üniversitelerin geliştirdiği. Oldukça modern, düzenli binalar, güzel insanları ve devasa Anadolu Üniversitesi ile Eskişehir’in büyükşehirler arasındaki sıralamasının epey üstlerde olmasına şüphe yok. Okulun kendi havaalanı bile var yahu daha ne olsun. Bu havaalanında da Mor ve Ötesi gece konser verecek. Ama önce Koçfest festival alanı etkinlikleri var.

Eskişehir’de okuyanlar alanda genelde “cool” takılıyor. Öyle pek bir oynayalım, dağıtalım modeli yok. Okul içindeki Migros’ta bira satılıyor; ama ulu orta içmek güvenliğin müdahalesine sebep oluyor. Yine de millet çayır çimen, çalı çırpı arkasına sotelenmiş vaziyette götürüyor 🙂

Şu açıköğretim hadisesiyle ilgili de ilginç bir şeyler öğrendim: Maddi durumu uygun olan bazı AÖF öğrencileri, öğrencilik hayatı yaşamak için şehre yerleşiyormuş ve bunların sayıları epey fazlaymış. Zaten kimlikleriyle okula girebiliyorken bir de izin veren hocaların derslerine de dalmak suretiyle bu tatmini fazlasıyla yaşıyorlarmış. Ama kiraları yükseltmeleri sebebiyle örgün öğretim öğrencileri bu durumdan pek de hoşnut değil gibi.

Gecenin köründe sokakları dolaşırken 4’e kadar açık mekanlar vardı. Porsuk dedikleri bölgede Avrupa’dan örnek alınmış bir sürü süper köprü var. Işıklandırmalar da atmosferi güçlendiriyor. Kızlı erkekli gruplar istedikleri gibi, istedikleri saatlerde güvenlik endişesi duymadan sokaklarda takılıyor; medeniyet dediğin böyle bir şey.

Sevdim ben Eskişehir’i. Çiğ Börek’i de sevdim. Ama çatal bıçak vermiyor Papağan’dakiler. Boza da güzel. Afiyet bal şeker olsun yiyip içenlere. Ara ara gelmeli, bir tren uzaklığında çuf çuf…

Adana Çukurova Üniversitesi

En baştan söylemek istiyorum: Adana’ya gidecek varsa aç gitsin! Rejim yapıyorsanız, sakınınız 🙂 Süper lezzetli kebaplar, çıtır çıtır tatlılar, ciğercisi, künefecisi… Yazık yani size. Özellikle deniz sezonunun açılmak üzere olduğu şu günlerde, fena bir darbe oldu formuma 🙂

Neyse efendim, bu konuya tekrar döneceğiz; ama asıl olayımız Adana Çukurova Üniversitesi. Yine geniş, düzenli, ferah, yeşillikler içerisinde bir üniversite olmasına artık pek şaşırmıyorum. Buranın farkı, kalabalığı ve daha çok bir şehir görünümünde olması. İçeride her şey var öğrenci için: bankalar, kafeler, yurtlar, kütüphaneler, spor salonları… Starbuck’s bile gördüm Allah sizi inandırsın 🙂

Kültür Müdürlüğü’nde görüştüğümüz Bülent Bey, bizi gayet sıcak karşıladı. Üniversite kulüplerini yönlendirmede ve Çukurova’nın Üniaktivite’de daha çok yeralması konusunda tam destek vereceğini belirtti. Kendisine bir teşekkür de buradan edeyim.

Adanalı arkadaşlarımdan havanın hep güneşli ve sıcak olduğunu defalarca duymuşken, yağmur ve şiddetli rüzgar epey şaşırtıcı oldu. Üç dakika yağıp geçen, kafasına göre çiseleyen yağmur sayesinde öyle bunaltıcı bir sıcak da yaşamadık. İkinci gün epey sıcak olacaktı ki, şu an dönüş uçağında yazıyorum bu metinleri.

Bu arada Türk Hava Yolları! Sesimi duy. Akşam uçuşlarında verdiğin zeytinyağlı salata seçeneğini, sabah kahvaltısına da koy. Kahvaltıda da salata yeyip Adana kebaplarıyla yaşadığım büyük aşkın ızdırabından kurtarmama merhem olsun 🙂

Yağmurlar ve rüzgar sebebiyle olsa gerek pek kalabalık yoktu gündüz. Akşama doğru biraz hareketlendi Koçfest. Karaoke ve dans yarışmasında artan kalabalık Ritmpark konserinde zirveye ulaştı. Spor Salonu’nda Mor ve Ötesi konseri de her zamanki gibi coşkulu geçti. Ama kalabalık diğer üniversite şenliklerindeki kadar çok değildi. Konser sonrası şiddetini arttıran yağmur, organizasyon ekibine epey zorluk yaşattı.

Adana’ya gitmişken on yıl gibi bir tarihi olmasına rağmen, Türkiye ve Orta Doğu’nun en büyük camisi olan altı minareli Sabancı Cami’ne ve hemen yanındaki Arkeoloji Müzesi’ne de uğradık. Müzenin gelişmesi ve varolan eserler konusunda daha fazla bilgilendirme yapılması gerekiyor; yine de gezmeye değer.

Bir sonraki duraklarımız Perşembe Eskişehir Üniversitesi ve Cuma Uludağ Üniversitesi…