The Marmara Hotel, Taksim & Boğaz

Geçen hafta boyunca, bir organizasyon sebebiyle her gün The Marmara’daydım. İşin keyfi bir yana Restaurant katının (20. kat) ve toplantı salonunun manzarası da ayrı bir keyifliydi.
Restaurant katı İstiklal Caddesi’nin başından, Metro, Taksim Parkı, AKM ve aşağısında Boğaz’a kadar hakim. Ufak bir de video çektim telefon ile:

Toplantı salonu ise olağanüstü bir Boğaz manzarası sunuyor; insanın ufku açıldıkça açılası, çalıştıkça çalışası geliyor 🙂 Ama çekmeyi unuttum :/

The Marmara Hotel, Kitchenette

Dün sevgili Niko Guido ile The Marmara Hotel’in altındaki eski Cafe Marmara’nın yerine kurulan Kitchenette’te gerçekleştirdik. Kitchenette’i Kanyon’dan biliyordum; ama Cafe Marmara’nın yerine açıldığında gitme fırsatım olmamıştı. Gazete ve dergilerdeki “elden gidiyor tarih” nidalarını bir kenara bırakırsak dekorasyon, yerleşim gayet başarılı geldi. Her ne kadar Taksim’in simgesi bir mekanda, köklü ve “unique” bir mekan görmek istesem de, Kitchenette dış görünüş itibarıyle dokuyla ters düşmemiş.
Öğle yoğunluğundan sanırım, servis oldukça yavaştı (keza hesabın gelişi de). Taksim gibi insanların bir an önce işlerini halledip, hızlı yaşadığı bir yerde buna dikkat edilmeli. Macchiato istedim, Americano geldi. Ama tekrar bir gecikmeye tahammülüm olmadığından aldım; başarılıydı. Cheese Cake de gayet güzel; yanında gelen reçel hoş bir jest, ama çok da lezzetli değildi. Zaten Cheese Cake tadının kahveyle uyumunu yaşamak isterseniz, çok da bulaşmıyorsunuz. Geç kahvaltı etmediğim bir zamanda buluşsaydık yemeklerini de tatmak isterdim; ama Niko halinden memnundu 🙂
Yoğun olmayan bir zamanda, uğranası bir mekan.

Otelin sitesinde Kitchenette
Zincir sitesinde Kitchenette

The Marmara Hotel, Kitchenette

Dün sevgili Niko Guido ile The Marmara Hotel’in altındaki eski Cafe Marmara’nın yerine kurulan Kitchenette’te gerçekleştirdik. Kitchenette’i Kanyon’dan biliyordum; ama Cafe Marmara’nın yerine açıldığında gitme fırsatım olmamıştı. Gazete ve dergilerdeki “elden gidiyor tarih” nidalarını bir kenara bırakırsak dekorasyon, yerleşim gayet başarılı geldi. Her ne kadar Taksim’in simgesi bir mekanda, köklü ve “unique” bir mekan görmek istesem de, Kitchenette dış görünüş itibarıyle dokuyla ters düşmemiş.
Öğle yoğunluğundan sanırım, servis oldukça yavaştı (keza hesabın gelişi de). Taksim gibi insanların bir an önce işlerini halledip, hızlı yaşadığı bir yerde buna dikkat edilmeli. Macchiato istedim, Americano geldi. Ama tekrar bir gecikmeye tahammülüm olmadığından aldım; başarılıydı. Cheese Cake de gayet güzel; yanında gelen reçel hoş bir jest, ama çok da lezzetli değildi. Zaten Cheese Cake tadının kahveyle uyumunu yaşamak isterseniz, çok da bulaşmıyorsunuz. Geç kahvaltı etmediğim bir zamanda buluşsaydık yemeklerini de tatmak isterdim; ama Niko halinden memnundu 🙂
Yoğun olmayan bir zamanda, uğranası bir mekan.

Otelin sitesinde Kitchenette
Zincir sitesinde Kitchenette