Bir zamanların meşhur Altıüstütasarım blog‘unun pek sevdiğim kitabının kendisi tarafından bir süredir sitesinde yayınlanıyor olduğunu Webdeneyimleri blogundan öğrendim. Kaybolma ihtimaline karşın bir de rapid’ledim.
Websitesi tasarımı ile ilgili (teknik/işveren) herkesin okuması gereken bir kitap.
http://rapidshare.com/files/154953024/tku.pdf
http://www.altiustutasarim.com/upload/tku.pdf
Pazar sabaha karşı gittiğimiz -dış hatlar olması sebebiyle 2 saat erken- havaalanında, Garanti ve HSBC VIP Lounge’larında kartların yıllık aidatları için -Helal Olsun!- diyecek kadar rahatladıktan sonra, THY 06:00 uçağıyla Kıbrıs’a doğru yola çıktık.
7 sularında inişe 100 metre kala birden geri kalkıp birkaç tur atarak tekrar indiğimizde betimiz benzimiz artmıştı. Beyazlık uykusuzlukla birleşince epey garip görünüyor olmalıyız ki otel görevlileri gözlerini bizden alamayıp ilgilerini eksik etmediler.
Kıbrıs’ta trafiğin soldan akması, direksiyonların sağda olması, İngilizce tabelalar falan İngiltere hasretimi azalttı 🙂 Zaten çok fazla İngiliz varmış. Yerel insanlarla tanışınca çok şey öğrendim Kuzey Kıbrıs hakkında. Etrafın yeşilliği pek yoktu. Geçen sene hiç yağmur yağmadığından dediler.
Neyse otele dönelim… Otel beş yıldızlı olmasına rağmen kapalı havuzu yoktu; şaşırdık. Standartlar farklı belli ki burada. Asansörle inilebilen sahildeki deniz güzeldi bu mevsimde bile. Sıcaklık idealdi. Ağustos’ta kavrulmayı pek sevmeyenlere uygun. Akdeniz’den de tuzluydu sanırım. Batamıyorsun 🙂 Kumsal falan değildi; tam çıkarma yapmalık, birden derinleşen bir denizi var.
Casino’da bol bol makineler, oyunlar, bol bol da ikram var. Sınırsız içki servisi gece 1’de bitmesine rağmen Casino’da sabaha kadar. İlk gün para kaybedip “neyse aşkta kazanırım” derken ikinci gün kazanıp “fit” olunca nötr bir vaziyette ilerleyeceğim sonucunu çıkardım 🙂
Dönüşte KTHY ile döndük. Kötü bir şirket olduğunu söylemişlerdi. Oysa diz mesafesi daha da fazlaydı. Ama ikramda seçenek olmadan sandviç ve kutu portakal suyu vermeleri garip oldu… Ben salata ve zero kolamı istiyorum belki cık cık.
Genel itibarıyle çok sarmadı Kıbrıs. Başka yerlerinin de Girne’den iyi olmadığını söylediler.
Pazar sabaha karşı gittiğimiz -dış hatlar olması sebebiyle 2 saat erken- havaalanında, Garanti ve HSBC VIP Lounge’larında kartların yıllık aidatları için -Helal Olsun!- diyecek kadar rahatladıktan sonra, THY 06:00 uçağıyla Kıbrıs’a doğru yola çıktık.
7 sularında inişe 100 metre kala birden geri kalkıp birkaç tur atarak tekrar indiğimizde betimiz benzimiz artmıştı. Beyazlık uykusuzlukla birleşince epey garip görünüyor olmalıyız ki otel görevlileri gözlerini bizden alamayıp ilgilerini eksik etmediler.
Kıbrıs’ta trafiğin soldan akması, direksiyonların sağda olması, İngilizce tabelalar falan İngiltere hasretimi azalttı 🙂 Zaten çok fazla İngiliz varmış. Yerel insanlarla tanışınca çok şey öğrendim Kuzey Kıbrıs hakkında. Etrafın yeşilliği pek yoktu. Geçen sene hiç yağmur yağmadığından dediler.
Neyse otele dönelim… Otel beş yıldızlı olmasına rağmen kapalı havuzu yoktu; şaşırdık. Standartlar farklı belli ki burada. Asansörle inilebilen sahildeki deniz güzeldi bu mevsimde bile. Sıcaklık idealdi. Ağustos’ta kavrulmayı pek sevmeyenlere uygun. Akdeniz’den de tuzluydu sanırım. Batamıyorsun 🙂 Kumsal falan değildi; tam çıkarma yapmalık, birden derinleşen bir denizi var.
Casino’da bol bol makineler, oyunlar, bol bol da ikram var. Sınırsız içki servisi gece 1’de bitmesine rağmen Casino’da sabaha kadar. İlk gün para kaybedip “neyse aşkta kazanırım” derken ikinci gün kazanıp “fit” olunca nötr bir vaziyette ilerleyeceğim sonucunu çıkardım 🙂
Dönüşte KTHY ile döndük. Kötü bir şirket olduğunu söylemişlerdi. Oysa diz mesafesi daha da fazlaydı. Ama ikramda seçenek olmadan sandviç ve kutu portakal suyu vermeleri garip oldu… Ben salata ve zero kolamı istiyorum belki cık cık.
Genel itibarıyle çok sarmadı Kıbrıs. Başka yerlerinin de Girne’den iyi olmadığını söylediler.
En iyi 3ü1 arada tartışmasına noktayı koyan karışım 🙂
En iyi 3ü1 arada tartışmasına noktayı koyan karışım 🙂
Ramada’nın oradaki ışıklarda gördüm, çektim. Pek hoş olmuş 🙂 Bizim Kırmızı Porsche’a da mı yapsak?
Ramada’nın oradaki ışıklarda gördüm, çektim. Pek hoş olmuş 🙂 Bizim Kırmızı Porsche’a da mı yapsak?
Geçen günkü diyalog şu şekilde gelişti:
Caglar Erol posted a message
“Samsung Omnia i900 kullanan var mı, memnun musunuz?”
geldi mi piyasaya? 🙂 – Ersin KOÇ
tavsiye edilmiye – Ozkan ALTUNER
tavsiye etmem http://getir.net/gm2 – uygun
Neden tavsiye etmiyorsunuz arkadaşlar? – Yusuf İBİLİ
Çağlar ben önümüzde ki hafta almayı düşünüyorum. Araştırmaların -şu an için- olumlu. Sende mi almayı düşünüyorsun? – Yusuf İBİLİ
@Yusuf verdiğim linki okumanı ve almadan önce eline alıp bir süre kullanmanı tavsye ediyorum. – uygun
Hmm. Böyle bir yorumla ilk defa karşılaşıyorum. Tabi ki almadan önce birebir test belki birkaç gün kullanma şansı bulacağım. Son kararı o zaman vereceğim. Teşekkürler. – Yusuf İBİLİ
bende HTC Touch Diamond var. Omnia’dan da iPhone’dan da küçük ve WM6.1 ile Touch Flo 3D gücünde. Klavyesi eksik (ki bahsi geçenlerde de yok). Klavyesi ile yazı, mail, sms, msn yazmak çok güzel oluyor (Toshiba G900’ümden biliyorum) çıkınca HTC Touch Diamond Pro alınmalı derim. Tabi HTC T-Mobile G1 de geliyor Google gücünde, klavyeli… – You (edit | delete)
Yusuf ben de haftaya almayı planlıyorum. Kullanan bir tanıdığım var, başlangıçta hayal kırıklığına uğradı ama şimdi fena değil diyor. – Caglar Erol
Erdem HTC Touch Diamond’un fiyatı i900’den %50 daha yüksek; daha iyi bir alet olduğunu düşünüyorum ama bu kadar farka değer mi onu bilemiyorum. – Caglar Erol
Touch Diamond kullandım ve gerçekten güzel bir cihaz. Omnia ile farkı ele alınca anlaşılıyor. Yalnız HTC Touch Diamond alan kişilerin Rom Update hatta HTC developer grubu tarafından yayınlanan gayri resmi rom update’ini yapmasını öneririm. Cihaz baya hızlanıyor. – uygun
Alternatif olarak e71 öneririm. Eğer dokunmatik ekran sizi çok ilgilendirmiyorsa cihaz gerçekten çok dolu. Fiyatı hepsinden ucuz. – uygun
Nokia E71 şu an için Omnia’ya en alternatif gözüküyor. Bence dokunmatik ekran olmaması daha iyi. (http://www.letsgomobile.org/tr…) – Yusuf İBİLİ
Ben i900ü 3 ay kadar bekledim, almaya gittiğimde hayal kırıklığına uğradım. Çin malı telefonları gibi. http://friendfeed.com/e/a985fa… – Elif Yılmaz
@Elif Hanım, doğru ve cesur değerlendirmeyi yapmış:) Sonuna kadar katılıyorum. – uygun
i900 almayı düşünenlere şunu sormak lazım. Hangi özelliğinden dolayı almak istiyorsun? Cevaba göre yorum yapmak daha mantıklı. – ahmet bulent
@ Caglar: Aslında ben Gittigidiyor’dan yurtdışından gelmiş versiyonlardan aldım, sıfır 790 YTL 🙂 – You (edit | delete)
@ Uygun: Evet, resmi rom update yapınca epey hızlanıyor. Şu an çok memnunum. Sonunda telefon boyutunda adam gibi bir PDAm oldu. XDAdeveloper’da sürekli modifiye rom’lar geliştiriyorlar; ama iki günde bir update oluyor. Yılbaşına kadar stabil bir sürüm beklemeyi planlıyorum 🙂 – You (edit | delete)
Erdem Nerede? 